İçindekiler
Biyolojik Bilgisayarların Yeni Yüzü: CL1
Geçtiğimiz yılın sonlarında Melbourne’de sıcak bir gün yaşanırken, bir masanın üzerinde duran kutunun içinde yüz binlerce canlı insan beyin hücresi bulunuyordu. Bu küçük nöronlar, Cortical Labs girişiminin baş bilim sorumlusu Dr. Brett Kagan tarafından dikkatle izleniyordu. Monitörde görülen EKG benzeri dalgalanmalar, nöronların yakındaki bir bilgisayardan gelen girdilere yanıt verdiğini gösteriyordu. Kısacası, bu nöronlar öğreniyordu.
Cortical Labs, dünyanın ilk ticari biyolojik bilgisayarı olarak tanımladıkları CL1 adlı ürünlerini Barcelona’daki MWC konferansında tanıttı. Bir karınca ile hamam böceği beyni büyüklüğünde, yüz binlerce laboratuvar üretimi nöron içeren CL1, öğrenmeye hazır bir sistem olarak tanıtılıyor. Şirket, bu yenilikçi teknolojiyi “Sentetik Biyolojik Zeka” (Synthetic Biological Intelligence – SBI) olarak adlandırıyor.
Cortical Labs, bu teknolojiyi geliştirmek için son altı yılını harcadı. 2022 yılında duyurulan “DishBrain” projesi, 800 bin beyin hücresinin bir araya getirilerek Pong oyununu öğrenmesini sağlamıştı. Bu başarı, biyolojik zekânın eğitimle belirli hedeflere yönelik davranışlar sergileyebileceğini göstermişti. Dr. Kagan, bu teknolojinin hastalık modelleme veya ilaç testleri gibi alanlarda devrim yaratabileceğini belirtiyor. Ancak şirketin nihai hedefi, bu küçük nöron koleksiyonlarını biyolojik yapay zeka olarak kullanmak.
Daha Zeki ve Enerji Verimli
CL1’in arkasındaki temel fikir oldukça ilginç: Google ve OpenAI gibi şirketler, insan beyni gibi çalışan yapay zekalar geliştirmeye çalışıyor. Peki, neden doğrudan beyin nöronlarını kullanarak aynı hedefe ulaşılmasın? Şu ana kadar yalnızca biyolojik beyinler, genel zeka gösterebilecek bir gelişmişliğe ulaşabildi. Bununla birlikte, nöronların bir kültür kabında birleştiği CL1, ChatGPT veya DALL-E gibi yapay zeka sistemlerinden farklılık gösteriyor.
- Enerji Verimliliği: Mevcut yapay zeka modelleri büyük miktarda enerji tüketirken, CL1 yalnızca birkaç watt (850-1.000 W) enerji harcıyor.
- Öğrenme Hızı: CL1, insan beyin hücreleri ile silikon donanımın birleşmesiyle oluşturulan, sürekli gelişen organik bir ağ yapısına sahip. Bu, mevcut yapay zeka teknolojilerinden çok daha dinamik, sürdürülebilir ve enerji verimli bir yapay zeka potansiyeli sunuyor.
Bu hücreler, bir silikon çip üzerine yerleştiriliyor ve elektriksel sinyaller gönderip alabiliyor. Cortical Labs’in CL1 sistemi, biyolojik sinir ağlarını yüksek verimle oluşturmak ve insan beyninin işlevlerini taklit etmek amacıyla tasarlanmış. Laboratuvar ortamında yetiştirilen nöronlar, özel bir elektrot dizisi üzerinde yer alıyor ve bu sayede sinir ağları dinamik bir şekilde gelişiyor. CL1’in donanımı oldukça basit ve kararlı; ‘wetware’ yani biyolojik donanımda yapılan iyileştirmeler, daha stabil ve enerji verimli bir çalışma sağlıyor.
Geleceğin Bilgi İşlem Sistemi
Mevcut biyolojik ağlar, bağımsız bir şekilde bilgi alışverişi yapabiliyor ve bu teknoloji, yapay zekanın evriminde önemli bir aşama olarak kabul ediliyor. CL1’in bir diğer önemli özelliği, Cortical Labs’in Biyolojik Zeka İşletim Sistemi (Biological Intelligence Operating System, biOS) ile entegre olması. Bu entegrasyon sayesinde kullanıcılar, nöronlar aracılığıyla kod gönderip hesaplama işlemleri gerçekleştirebiliyor. CL1’in içindeki bir yaşam destek sistemi, pompa, gaz ve sıcaklık kontrol mekanizmaları ile nöronları altı ay süreyle hayatta tutabiliyor.
Şirket, biyolojik zekayı geleneksel bilgisayar bilimleriyle birleştirerek “en mükemmel öğrenme makinesi”ni yaratmayı amaçlıyor. Biyolojik sinir sistemlerinin sonsuz esneklik ve öz programlama yeteneği, bu teknolojiyi devrim niteliğinde bir adım olarak öne çıkarıyor.
Ekonomik ve Etik Sorunlar
Cortical Labs, bu teknolojiyi bulut tabanlı bir sistemle sunmayı hedefliyor. Kullanıcılar, CL1 cihazına sahip olmadan bulut üzerinden bu biyolojik bilgisayarlara erişebilecek ve kendi araştırmalarını yapabilecekler. Şirket, 2025’in ikinci yarısında CL1’in geniş çapta kullanılabilir hale gelmesini planlıyor. Ünitelerin başlangıç fiyatının yaklaşık 35.000 dolar olması bekleniyor. CL1 biyolojik bilgisayar sistemi, yapay zeka ve tıp araştırmalarında devrim yaratmanın yanı sıra, insan beyninin yapısal ve fonksiyonel temel bileşenlerini anlamada da önemli bir potansiyele sahip.
Ancak ilerlemeler heyecan verici olsa da, küçük nöron kümeleri – yani beyin organoidleri – bazı etik ikilemleri de gündeme getiriyor. Beyin organoidleriyle çalışan bilim insanları, yaptıkları işin etik boyutunu düşünmek zorunda kalıyor. Mevcut organoidler henüz bir insan beyni kadar karmaşık olmasa da, gelecekte daha büyük ve gelişmiş nöron ağlarının bilinç kazanabileceği veya kendi varlıklarının farkına varabileceği endişeleri bulunuyor.
Dr. Kagan, bu potansiyel etik sorunları göz önünde bulundurarak çalışmalarını sürdürüyor. Ancak alan henüz çok yeni olduğu için, etik sınırların nerede çizileceğini tam olarak bilemediklerini itiraf ediyor. Dr. Kagan, “Bu yüzden çok sayıda biyoetikçiyle çalışıyoruz. Bir kültür kabında acı çeken bir varlık yaratmak istemiyoruz.” diyor. Bunun yerine, nöronları bir tür devre olarak kullanmayı ve sistemin işleyişini sürekli olarak test etmeyi amaçlıyorlar.