1. Anasayfa
  2. Teknoloji

ABD ve Çin Arasındaki Ticaret Savaşlarında Elon Musk’ın Rolü

ABD ve Çin Arasındaki Ticaret Savaşlarında Elon Musk’ın Rolü
0
Yazıya Puan Verin

ABD ve Çin Arasındaki Ticaret Savaşları: Musk’ın Rolü

Donald Trump’ın Başkanlığının ilk döneminde ABD, Çin ile girdiği ticaret savaşlarıyla dikkatleri üzerine çekmişti. 2019’dan itibaren Biden yönetimi ile birlikte bu rekabetin seviyesi daha da arttı. Trump’ın yeniden seçilme süreciyle birlikte bu çekişmenin devam edeceği öngörülüyor. Ancak, bu gerilimde üçüncü bir aktör olarak Elon Musk dikkat çekiyor. Musk, Trump’ın yeniden seçilme sürecinde aktif bir rol almış ve adeta Başkan’ın sağ kolu haline gelmiş durumda. ABD’nin verimsiz olduğu alanları kapatmak veya daha verimli hale getirmek için çalışan Musk, Trump’ı ve onun politikalarını en derin düzeyde destekliyor. Fakat, Musk bu destek sürecinde Çin ile olan ilişkisini de güçlendirmeye devam ediyor. Bu durum, ABD’nin Çin politikasıyla ciddi bir çelişki oluşturuyor.

Çin’in ve Çinli Yatırımcıların Musk’a Olan İlgisi

Öyle ki, Çinli yatırımcılar, Elon Musk’ın özel şirketlerine milyonlarca dolarlık yatırım yaparken, bu fonların kimler tarafından sağlandığını gizleyen karmaşık finansal yapılar kullanıyor. Yatırımcıların aktardığı bilgilere göre, SpaceX, Neuralink ve xAI gibi Musk’a ait şirketlere Çin’den özel fonlar aktarılıyor. Bu yatırımlar, “özel amaçlı araçlar” (special-purpose vehicles – SPV) adı verilen finansal yapılar aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Herhangi bir hukuksuzluk iddiası bulunmamakla birlikte, Musk’ın ABD siyasetindeki artan etkisi nedeniyle çıkar çatışması ve yabancı etkisi konusunda endişeler ortaya çıkıyor. Amerikan Enterprise Institute kıdemli araştırmacısı Derek Scissors, “Musk’ın konumundaki birinin Çin’le bu kadar çok bağlantısı varken, nasıl olur da ABD hükümetinde reform yapmak için iyi bir insan olabilir?” diyerek bu durumu sorguluyor.

Musk’ın Çin ile İlişkileri ve Tesla’nın Yatırımları

Musk’ın Çin ile İlişkileri ve Tesla'nın Yatırımları

Musk’ın Çin ile olan ilişkileri uzun zamandır tartışma konusu. Tesla’nın Çin’de büyük bir üretim tesisi bulunuyor ve SpaceX’in doğrudan Çin yatırımı alması, pek çok kişinin dikkatini çekiyor. 2010’ların sonlarından itibaren Çinli varlıklı yatırımcılar, Elon Musk’ın özel girişimlerine sermaye aktarmaya başladı. Musk, 2019’da Tesla’nın Şanghay’daki üretim tesisini kurarak Çin’in düşük maliyetli ve verimli tedarik zincirlerinden faydalanmaya başlamıştı. Musk’ın şirketlerinin yükselişi düşünüldüğünde, Çinli yatırımcıların bu yatırımlardan ciddi kazançlar sağladığı söylenebilir.

2019’daki açılışından bu yana Şanghay tesisi, hem boyut hem de üretkenlik açısından Tesla’nın ABD’deki tesislerini geride bırakarak şirketin küresel teslimatlarının yarısından fazlasını ve kârının çoğunluğunu oluşturmuştur. Ayrıca, Tesla’nın batarya tedarik zincirinin yaklaşık yüzde 40’ı Çinli şirketlere dayanıyor ve bu ortaklıklar genişlemeye devam ediyor. Tesla, mülkiyet düzenlemelerindeki bir değişikliğin ardından Çin’de yerel bir ortak olmadan faaliyet göstermesine izin verilen ilk yabancı otomobil üreticisi olmuştur. Şanghay fabrikası, Çin devlet bankalarından uygun faiz oranlarıyla alınan 1,4 milyar dolar tutarındaki kredinin desteğiyle inşa edilmiştir. Şanghay yönetimi, ayrıca 2019-2023 yılları arasında Tesla’ya standart orandan 10 puan daha düşük olan yüzde 15’lik indirimli kurumlar vergisi oranı sağlamıştır.

Musk’ın Çin Yatırımları ve Siyasi Etkisi

Şanghay’da üretim yapmanın sağladığı maliyet avantajları, Tesla’nın Çin pazarına olan bağımlılığını daha da artırmıştır. Musk’ın serveti büyük ölçüde Tesla hissesine bağlı olduğu için, mali durumu giderek şirketin Çin’deki varlıklarına bağımlı hale geliyor ve bu da ülkeden olası bir çekilmeyi hem ekonomik hem de stratejik açıdan zorlaştırıyor. Musk’ın Çin ile olan ilişkileri hala yüksek seviyede devam ediyor. Zira Tesla, 11 Şubat 2025’te Şanghay’daki ikinci fabrikasını açtı. Yılda 10.000 megapack batarya üretmesi planlanan 200 milyon dolarlık tesis, şirketin ABD dışındaki ilk megapack batarya fabrikası olma özelliğini taşıyor. Musk’ın bu yatırımından birkaç gün önce Trump yönetimi, Çin’den ithal edilen ürünlere %10 gümrük vergisi getirmiş ve Çin de Amerikan kömürü, sıvılaştırılmış doğal gaz, tarım ekipmanları ve ham petrole gümrük vergisi getirerek karşılık vermişti.

Musk’ın Çin’e Yönelik Görüşleri

Musk'ın Çin'e Yönelik Görüşleri

Dünyanın en zengin insanının aynı zamanda bir Çin hayranı olduğu da biliniyor. Nisan 2024’te Pekin’e yaptığı ziyarette, Çin halkı tarafından büyük bir hayranlıkla karşılandığını belirterek, “Bu duygu karşılıklı” ifadesini kullanmıştır. Özellikle Çinli işçilerin disiplinini ve uzun çalışma saatlerini överken, Amerikalı çalışanları “tembellikle” suçlaması ABD’de tepki çekmiştir. Bunun yanı sıra, Çin’in altyapı yatırımları, yüksek hızlı tren projeleri ve yeşil enerjiye yaptığı yatırımlar da Musk’ın sıkça övdüğü konular arasındadır. Musk, Çin’in küresel uzay yarışındaki yerini de takdir etmekte ve ABD ile Çin arasındaki en tartışmalı konulardan biri olan Tayvan konusunda da Çin yanlısı görüşler sergilemektedir. Tayvan’ı “Çin’in ayrılmaz bir parçası” olarak tanımlayan Musk, Hong Kong modeliyle Tayvan’ın Çin’e bağlanmasını önermiştir. Ancak Washington’daki siyasi çevreler, Musk’ın bu sıcak yaklaşımını kaygıyla izlemektedir. ABD, Çin ile teknoloji savaşlarını derinleştirirken, Tayvan konusunda giderek daha sert bir politika izlemektedir.

Musk’ın Trump Yönetimi ile İlişkisi

Musk’ın Trump yönetimiyle olan ilişkisi göz önüne alındığında, Çin ile ilgili politika konularında bir tür arka kapı diplomasisi rolü oynayıp oynamayacağı sorusu gündeme gelmektedir. Trump’ın yemin töreninden hemen önce Çin’in üst düzey yetkilileriyle Musk’ın görüşmesi, bu konuda ipuçları vermektedir. Musk’ın Çin hükümetiyle kişisel olarak da yakın ilişkileri bulunmaktadır. Tesla’nın Çin’deki fabrikası inşa edilirken o dönemki Şanghay parti şefi Li Qiang, şu anda Başbakan unvanıyla ülkenin en yetkili ikinci ismi konumundadır. Musk’ın Çin’deki iş çıkarları ve Pekin yönetimiyle geliştirdiği ilişkiler, onu Trump’ın Çin politikasına dolaylı bir etki sağlamak için kritik bir konuma taşıyabilir. Öte yandan, Çin’in Musk’ı bir baskı unsuru olarak kullanma ihtimali de bulunmaktadır. Çin, yabancı şirketleri kendi stratejik çıkarlarına uygun şekilde yönlendirme konusunda geçmişte birçok örnek sergilemiştir.

Musk’ın ABD Ulusal Güvenliği Açısından Önemi

Musk'ın ABD Ulusal Güvenliği Açısından Önemi

Bu ihtimaller yalnızca söylentilerle sınırlı kalmamaktadır. ABD Temsilciler Meclisi’nde düzenlenen son oturumlarda, Musk’ın Çin ile ilişkilerinin ulusal güvenlik açısından oluşturabileceği riskler tartışılmıştır. Hatta Demokratlar, Musk’ı “Çin’in en büyük kuklası” olarak tanımlamışlardır. ABD Temsilciler Meclisi geçtiğimiz haftalarda Çin’in Panama, Peru ve Brezilya’daki liman yatırımlarını ele almak üzere bir oturum düzenlemiştir. Bu oturumda Demokrat vekiller, Musk’ı, Çin’in politik çıkarlarına hizmet eden bir figür olarak değerlendirmiştir. Ayrıca, Musk, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) kapatılmasında rol oynamış ve bu durumun Çin’e avantaj sağlayacağı, ABD’nin Latin Amerika’daki etkisini zayıflatacağı ve Çin’in bölgedeki nüfuzunu artırmasına yardımcı olacağı ifade edilmiştir.

Demokratların Musk konusundaki endişeleri, Cumhuriyetçiler tarafından da desteklenmektedir. ABD Temsilciler Meclisi’nin Çin konulu özel komitesinin Cumhuriyetçi ve Demokrat liderleri, Çin’in Elon Musk üzerinde baskı kurarak çıkar sağlayabileceği konusunda uyarılarda bulunmuşlardır. Tüm bu gelişmeler, Trump dönemiyle birlikte ABD ve Çin ilişkilerinin daha da gerildiği bir dönemde Musk’ın rolünü ve etkisini oldukça kritik hale getirmektedir. Musk’ın etkisini sadece “siyasi” açıdan değerlendirmek büyük bir hata olacaktır. Milyarder isim, Tesla ile Batı’nın en büyük elektrikli araç üreticisi konumundayken, SpaceX ile de uzaydaki en güçlü aktörlerden biridir.

Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.