İçindekiler
3D Hologramların Geleceği
3D hologramlar uzun bir süredir bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Ancak, gerçek hayatta interaktif holografik öğelerin uygulanabilirliği henüz çok yeni bir gelişme. İspanyol araştırmacıların geliştirdiği bu yenilikçi teknoloji, bu hayalin gerçeğe dönüşmesine bir adım daha yaklaştırıyor. Navarra Kamu Üniversitesi’nden Dr. Elodie Bouzbib ve ekibi, fiziksel olarak etkileşime girilebilen dünyanın ilk 3D hologramını ortaya koyduğunu iddia ediyor.
Geleneksel hologramlar genellikle “süpürmeli hacimsel” (swept volumetric) ekranlarla oluşturulmaktadır. Bu teknoloji, görüntülerin saniyede yaklaşık 3000 kez farklı yüksekliklere projeksiyonla yansıtılması ve bu yansımaların sert, titreşimli bir yüzey olan difüzör (yayıcı) üzerinde gösterilmesi ile çalışır. Bu yöntem, özel gözlük veya başlık kullanmadan üç boyutlu bir nesne izlenimi yaratmayı mümkün kılar. Difüzör, o kadar hızlı hareket eder ki, insan gözü tarafından çoğunlukla algılanamaz. Ancak hologramla etkileşime girmeye çalıştığınızda, parmağınızı kaybetmek veya makineyi tamamen kırmak gibi ciddi sorunlarla karşılaşabilirsiniz.
Elastik Bantlı Difüzörler: Yeni Bir Çözüm
Birçok insan için kulağa basit bir çözüm gibi görünse de, ekip farklı malzemeleri elastikiyet ve histerezis (gerildikten sonra orijinal şekline dönebilme) açısından test etti. Silikon gibi çeşitli malzemeler denendi ve sonunda FlexiVol adını verdikleri sistemlerinde “elastik bantlar” en uygun malzeme olarak seçildi. Ancak, kullanılan elastik bantların tam türü hakkında bilgi verilmedi.
Kullanıcılar, telefon ekranlarında alışık oldukları hareketleri (kaydırma, dokunarak seçim, sıkıştırma, döndürme ve daha fazlası) kullanarak bu elastik difüzör sayesinde holografik nesneleri etkili bir şekilde kontrol edebiliyorlar.
3D Fareden Daha Kolay ve Sezgisel
Hologramlarla veya diğer 3D ortamlarla etkileşim kurmanın standart yöntemi genellikle “3D fare”dir. Bu cihaz, uzay üssündeki bir kontrol panelinden çıkmış gibi görünür; son derece hassas olmasına rağmen, kullanıcıların hızlı bir şekilde alışmasını sağlamak zor olabilir. Ekip, bu konsepti doğrulamak amacıyla 18 katılımcının 3D fareyi FlexiVol ile karşılaştırdığı üç farklı kullanım testi gerçekleştirdi:
- Nesne seçme
- İz sürme
- Yerleştirme (bir nesneyi başka bir nesnenin içine oturtma)
Seçim testinde, kullanıcılar topu parmaklarıyla dürtme (seçme) konusunda 3D fareye göre önemli ölçüde daha hızlı sonuçlar elde ettiler. İz sürme testinde hız açısından benzer sonuçlar alındı; ancak iz yolları üst üste bindirilerek karşılaştırıldığında, FlexiVol kullanıcılarının izleri çok daha doğru oldu. Tahmin edilebileceği gibi, yerleştirme testinde FlexiVol, parmaklarınızla tutup fırlatma yaklaşımıyla çok daha sezgisel bir biçimde belirgin bir farkla öne çıktı.
Katılımcı sayısı yalnızca 18 kişiyle sınırlı olmasına rağmen, %94’ü süre açısından, %67’si de doğruluk açısından FlexiVol ile daha rahat olduklarını belirtti. Uzanma yönteminin fareye göre daha doğru, daha doğal ve daha az sinir bozucu olduğunu ifade ettiler. Dr. Bouzbib, dokunsal geri bildirim sağlamak amacıyla odaklanmış ultrason veya iletken iplikler kullanarak tasarımı daha da geliştirmeyi düşündüğünü belirtti.
